Archive for the ‘kır düğünü’ tag
Selahattin Duman:Kır düğününü gelinlik kızlara tavsiye etmem
Vatan gazetesi yazarı Selahattin Duman,son zamanların yeni trendi olan kır düğünü hakkında detaylı bir yazı yazmış.
Eli kulağındadır.. Kız kısmının gözü magazin haberlerine değiyorsa, eninde sonunda birinden biri “Ben kır düğünü istiyorum..” diye tutturacaktır.. Gelinlik kızlar birbirinin ağzına baktığından bu iş çığ gibi büyüyecektir.. Bu yazı tehlike habercisidir..
Haberini gazetede görmemle yüreğimin “Hoop!” etmesi bir oldu..
İngiliz milletinden, sarışın, bir deri bir kemik olduğu için görünüşü “açlık sınırının” bir parmak üzerinde duran dünyaca ünlü bir manken evlenmeye hazırlanıyormuş..
O da her kız gibi evlendiğinde başının göğe ereceğine inananlardan.. O yüzden de besbelli ki eşi benzeri görülmemiş bir düğün formatı arayışında..
Aklına “kır düğünü” düşmüş..
Magazinci milletini karşısına dikmesiyle birlikte müjdesini vermiş..
“Kır düğünü yapacağım..”
***
Bizim zengin kız babalarının başına iş açacak haber bu..
Özellikle de oğlan tarafının..
Düğün dernek işi oğlanın cezası olduğundan, İngiliz mankeninin tetikleyeceği bir “Kır Düğünü Modası” her daim onların başına patlar..
Fukara kısmısı için mesele yok..
Getirir bir davul zurna.. Konu komşudan toplanan masaydı, sandalyeydi yan yana dizilir.. Kazanda pişen sofraya düşer.. Düğün aradan çıkar..
Zengin kız babası veya damat için durum aynı değil..
Gelin adayı “Kır düğünü isterim..” diye tutturduysa bunun bedeli ağır olur.. Ne bileyim.. Temsil Çırağan Sarayı’nda veya Esma Sultan Yalısı’nda yapılacak bir düğünden daha pahalıya gelir..
NEREDEN ÇIKTI?
Gelinlik kız milleti, hep orijinallik peşindedir..
Aileden, eğitimden ve kişiliğinden gelen sıradanlığını ömür boyu sırtında taşıyacağını bildiği veya hissettiği için hiç değilse düğününde bir farklılık yaratmaya çalışır..
Sıradanlığına karşı bir savunma sistemidir bu..
İster ki yapacağım düğünün eşi benzeri olmasın.. İnsanoğlu, dünya durdukça onu konuşup dursun..
Öyle bir şey olmaz tabii..
Dünyanın her tarafında “Düğün olur iki kişiye.. Tasası düşer konu komşuya..” ilkesi işlediği için, Karun hazinelerini dökseniz düğüncüleri memnun edemezsiniz..
Bu biiir..
Ayrıca kız kısmının kafası düğüne kilitlendiğinde mevcut yetenekleri de işlemez hale gelir ve yaratıcılık denen şey sıfırlanır..
Orijinallik peşinde koşarken, kimi taklit edeceğini arar durur.. Bulduğu modeli bir de kafasına göre veya yakın arkadaşlarının aklına göre geliştirmeye kalkar.. Battıkça batar..
Köy yerindeki gelin adayının değil de şehirde yaşayan, okumuş, aileden varlıklı kızların bu işe sardırması biraz garip oluyor..
Kızların fikrini ilk bozan da zannedersem şu “Forrest Gump” filmi oldu..
Hani yarım akıllı Tom Hanks’in çocukluk arkadaşı ve aşkı olan hippi kız karakteri..
Filmde Tom Hanks ile kır düğünü yaparak evlendiler.. Gelin uzun, çiçekli entarisi ve başındaki çiçekten yapılma taç ile pek güzeldi..
Çıplak ayakla geldi, evlendi, dans etti.. O sahnelerden beri de kız milletinin aklı başından uçtu..
Biz tam unutuldu, derken bakıyorsun bir manken, bir artist veya başka bir rol modeli çıkıp “Kır düğünü yapacağım..” diyor..
Belâ yeniden hortluyor..
***
Fikir romantik.. Eğlenceli, esprili..
Kızların bilinç altında kendisini “kır çiçeği” gibi hissetmesine yarıyor lakin her kızın görüntüsü “kır çiçeği“ne uymuyor ki..
Yağlı güreşte pehlivanın giydiği kispet karalığında bir kızı kırda everdin, diyelim..
O görüntüsü ile “patlıcan” diye bilinen nesneden başka neye benzeyecek ki..
Haydi gelin mevzun vücutlu, boyu posu endamı yerinde diyelim.. Ya iki tarafın davetlileri, akraba-i taallûkat?
Söylediğim iftira değil resmi bilgidir..
Ahalimizin üçte biri obezite sınırında.. Bu demektir ki kır düğünü yaptığın yere onlarca şişman kadın gelecek, kendilerini mera niyetine çayıra salacak..
“Kadınsever” bir yazar olduğumdan görüntünün neye benzeyeceğini dillendirmek istemem..
James Dean’in ünlü “Devlerin Aşkı” filmindeki düğün sahnesini hatırlatmak yeter..
MALİYET AĞIR
Hani Teksas’tan gelen büyük toprak sahipleri, takmış takıştırmış karılarının arkasında düğün salonuna topluca giriyorlardı da “sığır sürer gibi” hem şapkalarını sallayıp hem de “Hooo! Hooo!” diye bağırıyorlardı ya!
O sahneyi hatırlamak “Kır düğününün görsel sakıncasının..” altını çizmek için yeterli..
İşin maliyeti daha da ağır..
Yukarıda söylediğim gibi İstanbul’un şık bir mekânında yapılacak düğünü alacaksın, kıra taşıyacaksın..
Nakliyesinden ulaşımına.. Bin tane gerekçe ile maliyet ikiye üçe katlanır..
Orkestrası iki misli ücret ister.. Yemek şirketi iki misli ücret ister.. Herkes kırsalın farkını fiyata koyar.. Yazık değil mi oğlan tarafına..
Haaa! Diyelim ki damat adayı seni sözlüyken, nişanlıyken üzdü..
İşte o zaman yaptır kır düğününü.. Hatta Polonezköy, Beykoz Çayırı , Çamlıca sırtı gibi yakın bir yer de arama..
İnadına milleti Kayseri’nin Gesi Bağlarına götür..
Konya’nın Meram Tepesi’ne çıkar.. Ne bileyim, biraz daha doğuya götürürsen Şerafettin Yaylası bile olur..
Kusurlu damat adayı da gününü görür..
***
Düğününde kendini kır çiçeği gibi hissetmek isteyen gelin adayı kızın başına gelebileceklerin haddi hesabı yok..
Çıplak ayağına diken mi batar, gelinliğin içine börtü böcek mi kaçar, Strauss‘un “Bahar Valsi” müziği eşliğinde güzel güzel dans ederken çıplak ayakla inek fışkısına mı basar, orasını bilemem..
Şehir kızlarına uymayacak sürprizlerle doludur doğa..
Ben gereken uyarıyı yaptım.. Hem kız kısmı hem oğlan tarafı bunları bir iyice düşünsün..
Kısadan Hisse: Kızlar gelin olmayı masal sanır, ata binince koşar sanır..
Dilek Hanif ve Gelinliğe Dair Her Şey
Vitrinde gördüğünüz bir elbiseyi beğenince onu almak istediğinize çok hızlı karar verenlerden olabilirsiniz. Ya da saatlerce hatta günlerce “alsam mı, almasam mı” ya da “bana yakışır mı, yakışmaz mı” diye düşünenler grubuna ait olabilirsiniz. 100 kadına aynı kıyafet hakkındaki fikirlerini sorsak, kim bilir kaç farklı yorum gelir. Ancak bir elbise var ki, ona karar vermek bazen aylar dahi sürebiliyor. Onun adı gelinlik. Ünlü modacı Dilek Hanif’le bir araya gelip bu defa sadece ve sadece gelinliklerden k onuştuk. Onu yakalamışken “bu konuda bildiği her şeyi” öğrenmek istedik: hangi düğünde nasıl bir gelinlik giyilmeli, 2010’un gelinlik trendleri neler, gelinlik seçerken en sık yapılan hatalar hangileri… En önemlisi de bir sırrını öğrendik. Dilek Hanif’in söz konusu gelinlik olunca neden bu kadar özenli ve sabırlı olduğunu keşfettik. Görüşmenin özeti şuydu: konuştuk, konuyu kurcaladık ve atölyesindeki masanın neredeyse tamamını kaplayan Dilek Hanif imzalı gelinlik koleksiyonları albümlerindeki fotoğraflara bakarken gelinlikler arasında kaybolduk! Tabi ki hepsi hayırlı bir iş içindi.
Gelinlik seçiminin püf noktaları
Gelinlik neye göre seçilmeli? Bu konuda dikkat edilmesi gereken detaylar neler? Modeline karar verirken mesela düğünün konsepti mi daha önemli bir etken yoksa vücut tipi mi?
Gelin adaylarının gelinlik seçerken dikkat etmeleri gereken birçok detay var. Bunları sıralamak faydalı olacak. Öncelikle seçilen gelinlik, gelinin vücut tipine yakışmalı. O kişinin nasıl bir gelin olmak istediği de önemli. Herkesin bir hayali var. Gelin adayı bu hayalini gerçekleştiremezse bu içinde hep ukte kalır. Üçüncü önemli unsur, düğün mekanı. Ve tabi ki davetli sayısı. Düğünün kalabalıklığı, düğüne gelecek insanların statüsü, hepsi gelinlik seçerken tahmin ettiğinizden çok daha önemli detaylar.
Sizin için kime yardımcı olmak daha kolay: Ne istediğini çok iyi bilene mi yoksa güzel bir gelinlik istediğini bilen ancak bu konuda net bir fikri olmayan gelin adayına mı?
İkincisine. Benim için öylesiyle çalışmak daha kolay, çünkü bir gelin adayının ne istediğini bulmasına rehberlik etmek benim işim.
Gelinler diğer müşterilerden daha mı kaprisli olur?
Hayır, hiç alakası yok. Bu, kişinin yapısıyla alakalı bir şey. Kapris demeyelim de, kararsız olabilirler ama kişiye özel çalışmanın anlamı da bu zaten. Ancak gözlemlediğim bir şey var: çok pimpiriklenen insanların işleri ters gider. Biraz daha rahat olmakta fayda var. Karşınızdaki insana güvenirseniz bu süreç çok daha keyifli geçer, işler yolunda gider. Derler ya, “sakınılan göze çöp batar”.
Dilek Hanif’ten düğün konseptine göre gelinlik önerileri
Yazın en keyifli alternatifleri kır düğünleri. Böyle bir şey söz konusuysa gelinlere ne önerirsiniz?
Kır düğünlerinde daha hafif, işlemeden uzak modellerin tercih edilmesini öneriyorum. Ağır bir gelinliğin o ortamla zıtlık yaratacağı kanaatindeyim. Dolayısıyla daha uçuşan, daha romantik, belki gerçek ya da yapma çiçek detayı olan, kabarık olmayan, belki birazcık boyu kısa modeller daha uygun olur. Çok uzun kuyruklu bir gelinlikle rahat hareket etmemizin imkanı yok. Tek omuzlu, yakasında bir esprisi ya da küçük bir işlemesi olan, içinde rahat hareket edebileceğiniz modelleri seçin.
Düğün havuz başında yapılacaksa?
O zaman gelinlik biraz daha uzun, daha kuyruklu olabilir. Yine de çok ağır kumaşlardan ve işlemelerden uzak durmak lazım.
Son yıllarda deniz kenarında, hatta plajda yapılan düğünler de çoğaldı.
Bu durumda kesinlikle kısa bir gelinlik hatta bu sene çok moda olan mini bile olabilir. Uçuşan, şifon ya da organze gibi hareketli kumaşlar iyi fikir. Bu sene, üst bedenin iri deniz kabuklarıyla işlendiği modeller de var.
Kapalı mekan kuralları
Ne olursa olsun kapalı mekanda yapılan düğünler çoğunlukta. Bu konuda bilinmesi gereken neler var?
Kapalı mekanlarda hava riski az olduğu için insanlar yazları da buralarda düğün yapmayı tercih edebiliyorlar. O zaman seçeneklerimiz ve benim önerilerim çoğalabiliyor. Bu noktada en önemli şey, gelin adayının hayalindeki kutlama ve gelinliklerdir.
Yaz yaklaşıyor diye kış gelinlerini ihmal etmeyelim, onlara şimdiden tüyolar verelim.
Kışın yazlardan farklı olarak dekolteler biraz azalabiliyor. Kürkü seven kişilerdeki gelinlikte de kürk detayı devreye girebiliyor. Bu arada kış gelinliklerinde doğal olarak daha tok, hacimli ve ağırlığı olan kumaşlar tercih edilmeli.
Marjinal gelinler için
Herhalde herkes birbirinden farklı olduğu gibi, çok marjinal gelinlik isteyenler de olabiliyor.
Tabi ki marjinal, herkesten farklı olmak isteyen gelinlere de alternatifler var. Mesela tulum gelinlikler. Kesimi farklı ve ya renkli bir gelinlik de olabilir. Bu arada bu sene gelinliklere siyah detaylar katılıyor, beyazın içinde siyah bir nakış ya da kemer olabiliyor. Onun dışında asimetrik kesimli yakalar da gündemde.
Hiperaktif, o gün yerinde durmayacak, dans edip coşacak gelinlere nasıl bir gelinlik tavsiye edersiniz?
Çok dar ve vücuda oturan ya da kabarık modeller yerine uçuşan, daha rahat ve hareketli modeller hiperaktif gelin adaylarına daha uygun. Tulum modeller de öyle.
Aile ve arkadaşlar ne giymeli?
Çok hassas bir konu daha var. Aile fertleri ve yakın arkadaşlar o gün enelr giymeli, daha doğrusu şıklık dozunu nasıl ayarlamalı?Öncelikli aile ve arkadaşlar kıyafetleriyle gelinin önüne geçmemeli. Mesela gelinin (veya damadın) kardeşi ya da yakın arkadaşı değilseniz, durumu abartmayın. Ama tam tersi, aile ve arkadaşlar özensiz de görünmemeliler. Bir düğün mekanındaki insanların kıyafetlerine bakarak düğün sahipleriyle yakınlık derecelerini anlayabilirsiniz. Bazen gelin adayı “Ben çok sadeyim, gösterişli veya kabarık bir model istemiyorum” diyebiliyor. Sonra sohbet sırasında 600 kişilik bir düğünden bahsettiği anlaşılıyor. Bu durumda öyle çok sade bir gelinlik eksik kalır. O zaman ya öyle bir düğün yapmamalı ya da muhakkak onun hakkını vermeli. Mesela o gelin, kabarık olmasa bile, ağır ve büyük bir gelinlik giymek zorunda. Çünkü düğünün en önemli kişisi gelin, en önemli parçası da gelinliktir.
Taç, duvak, ayakkabı… yani aksesuarlar
Hep gelinliği konuştuk. Peki duvak, ayakkabı gibi aksesuarlar konusunda neler önereceksiniz?
Aksesuarlar çok çok önemli. Gelinin o gün takacağı takı belliyse, gelinliğin üst beden kısmının dekoltesini bu takıyla uyum sağlayacak şekilde hazırlamak lazım. Duvak da çok önemli. Gelinliği tamamlayan en önemli parçalardan bir tanesidir. Gelinin yüzüne, saç modeline uygun bir duvak seçmeli. Onun dışında, eldiven de son zamanlarda çok gündemde olan bir aksesuar. Ayakkabı zaten hayati bir detay. Kabarık gelinliklerde ayakkabı fazla görünmez; dolayısıyla tavsiyem rahat edeceğiniz bir ayakkabı seçmeniz. Biraz platformlu olması da iyi fikir. Yaz düğünlerinde çok bantlı ayakkabı tercih etmemeli, çok uzun süre ayakta kalınca ayaklar şişiyor, bantlar rahatsızlık veriyor. Daha düz modelleri öneriyorum. Ne olursa olsun yanınıza yedek, rahat bir ayakkabı almayı unutmayın.
Gelinlik seçerken en sık yapılan hataları da paylaşın ki okular bunlardan kaçınsın.
Aşırı bir dekoltenin gelinlikte doğru olmadığını düşünüyorum. İlk başta çok sade bir gelinlik isteyip de zaman geçtikçe, davetli sayısı fazlalaşınca “Eyvah, yoksa gelinliğim sönük mü kalacak?” diye sonradan model değiştirenler oluyor. Ancak, bu zaten benim işim, son ana kadar her türlü müdahaleyi yapmaya hazırım; yeter ki gelin mutsuz olmasın. Zaten haute couture gelinliğin sağladığı bazı lüksler vardır. Ne de olsa her şeyiyle size özel yapılıyor.
Dilek Hanif’in “gelinlik sırrı”
“Ben evlenirken hiç istemediğim bir gelinlik giymiştim. Bu nasıl oldu bilmiyorum ama oldu işte. Belki yanlış yönlendirildim. Neyse, gelinlikli fotoğraflarıma hiç bakamadım. Büyük ihtimalle de bunu yaşadığımdan, benim için gelinler hep çok özeldir. Bir gelinin bir çekincesi olursa, yüzünde mutsuz bir ifade görürsem, son anda bile her şeyi yeniden yapabiliriz. Yeter ki o gün mutlu olup o gelinliği severek giysin. Gerçekten de benim gelinlerim hep çok mutlu olurlar. Yaşamış olduğum bu tecrübe böyle güzel bir sonuç verdi. ‘Her işte bir hayır vardır’ dedikleri de bu olsa gerek.”
Esra Erol Kır Düğünü ve Gelinliği
Esra Erol, Kürt İdris’in oğlu Ali Özbir’le Sapanca’da yaptığı rüya gibi düğünle dünyaevine girdi.Geçtiğimiz hafta canlı yayında kıydığı nikahla resmen evlenen Esra Erol ve Ali Özbir’in kır düğününde dostlarıyla bir araya geldi.
Yaklaşık 350 kişinin katıldığı kır d
üğününe çiftin aile yakınları, yakın dostlarının yanı sıra çok sayıda ünlü isim de katıldı. Oylum Talu, Seda Sayan, Tanyel, Sibel Turnagöl, Safiye Soyman-Faik Öztürk, Melike Öcalan, Merve Sevi, Murat Dalkılıç-Pelin Sönmez, Pınar Aylin, Zerrin Özer, Behzat Uygur, Selami Şahin gibi isimler düğünde yer aldı.
Sezen Aksu’nun “Hoşgeldin” adlı şarkısı eşliğinde ilk danslarını yapan çift uzun süre alkışlandı. Canlı yayındaki nikahından farklı bir gelinlik giyen Esra Erol duygularına hakim olamadı.
To display this content, you need a JavaScript capable browser.
To display this content, you need a JavaScript capable browser.
To display this content, you need a JavaScript capable browser.
Düğün sezonu açıldı, 650 bin çift mutluluğa uçmaya hazırlanıyor
Düğün pastası her geçen gün büyüyor. Gelinlikçisinden davetiyecisine, ayakkabıcısından kuaförüne, pastacısından organizasyon şirketlerine yaklaşık 22 farklı iş kolu düğünlerle besleniyor. Yılda 650 bin çift evlenerek, 6.5 milyar TL’lik devasa bir ekonomi oluşturuyor.
CNBC-E Busines Dergisi’nin Temmuz sayısında 6.5 milyar TL’lik düğün pastası masaya yatırıldı. Gelinlikçisinden davetiyecisine, ayakkabıcısından kuaförüne, pastacısından organizasyon şirketlerine yaklaşık 22 farklı iş kolu düğünlerle beslendiğine dikkat çekilen haberde, yılda 650 bin çiftin evlenerek, 6.5 milyar TL’lik devasa bir ekonomi oluşturduğunun altı çizildi.
Habere göre birçok sektör için işlerin yavaşladığı dönem olan yaz ayları düğünlerden beslenen iş kolları için oldukça hareketli geçiyor. Hazırlıkların kış aylarında yapıldığı, koleksiyonların çıkarıldığı, siparişlerin alınmaya başladığı 22 iş kolundan oluşan sektörde, yaz gelince satışlar en üst seviyeye çıkıyor. İş sahiplerinin de, çalışanların da nefes alacak vakitleri kalmıyor.
Her yıl ortalama 650 bin çiftin evlendiği Türkiye, bu sayıyla dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak dikkat çekiyor. Akay Gelinlik’in sahibi Ermiya Akay, İstanbul’un yapılan evlilik sayısı açısından, dünyada Las Vegas’tan sonra ikinci sırada geldiğini söylüyor. Sektörün toplam büyüklüğü konusunda kimse ortaya net bir rakam koyamasa da sektörde düğün ekonomisinin hacmi için telaffuz edilen miktar 6.5 milyar TL. Hesap açık:
Türkiye’deki düğünlerin ortalama maliyetinin en az 10 bin TL’yi buluyor. Yılda 650 bin düğün yapıldığı düşünülürse ortaya bu rakam çıkıyor. İstanbul’un ilk evlilik konseptli alışveriş merkezi Wedding World Kuyumcukent’in yönetim kurulu başkanı Kemal Merim, “Sadece İstanbul’da 2.5 milyar dolarlık bir pazar var” diyor.
ASLAN PAYI DÜĞÜN SALONLARININ
Düğün ekonomisinin en önemli unsurlarından birini mekanlar oluşturuyor. Alternatifler 15-20 yıl öncesine göre oldukça fazla olsa da evlenecek çiftler en çok düğün salonlarını tercih ediyorlar. İstanbul’da yılda 120 bin çift evleniyor. Bu evliliklerin 80 bini düğün salonlarında yapılıyor. İstanbul’da 10 yıl önce 450 olan düğün salonu sayısı bin 100’e kadar çıkmış durumda. Rakamlardaki bu artışa rağmen, düğün salonlarının pazardaki büyüklüğü oransal olarak düşüyor. Kötü imajları nedeniyle düğün salonları, düğünleri otellere, restoranlara ve kafelere kaptırıyor.
HERŞEY İMAJ İÇİN
Düğün salonu sahipleri, 2005 yılında ortak bir karar alarak, yerlerde sürünen imajlarını düzeltmek için kolları sıvamışlar. Öncelikle düğün salonlarında sigara içilmesi yasaklanmış. Ardından da aynı yasak bahşişe gelmiş. Dekorasyonlar yenilenmiş. Yiyecek-içecek için kaliteli iş yapan pastanelerle anlaşılmış. İsteğe uygun olarak başka yenilikler de yapılmış. Örneğin bazı düğün salonları, gelinle damadı sahneye kurulan bir asansör sistemiyle davetlilerin karşısına çıkarmaya başlamış. Yine bazı salonlar, çekilişte kazanan çifti salona helikopterle getirmek gibi yeniliklere imza atmışlar.
KAZANÇLAR SALONUN YERİNE GÖRE DEĞİŞİYOR
Salonun lokasyonu, müşteri kitlesi iş hacmini direkt etkiliyor. Orta gelir düzeyinin üzerindeki bir semtteki birinci sınıf bir salonun yıllık iş hacmi 600 bin TL iken, ikinci sınıf tabir edilen salonların cirosu yarı yarıya düşüyor. En ucuz fiyat veren salonlar ise yılda yaklaşık 200 bin TL ciro yapıyor. Fiyatlara gelince… Tarife sezona göre değişiyor. Düğünlerin en fazla olduğu yaz aylarında bir hafta sonu düğünü için fiyatlar bin 500 TL’den başlıyor. Bu fiyatın 300 kişilik, yemeksiz olduğunu hatırlatalım.
KIR DÜĞÜNÜ İSTEYENLERİN ADRESİ “KİLYOS VE ŞİLE”
Düğün salonlarının en büyük rakibi tabii ki oteller. Gelir düzeyine göre, beş yıldızlı otellerden butik otellere değişik alternatifler var. Düğün salonlarından sonra en fazla düğün otellerde yapılıyor. Didem Cılga, yeni açılan otellerin, bu pastadan pay alabilmek için rekabete katıldığını söylüyor. Farklı bir alternatif ise tekne…
EN ÜST GELİR GRUBU YALILAR
En üst gelir grubunda olanlar için son yılların en favori mekanlarına gelince… Esma Sultan Yalısı, Çırağan Sarayı, Adile Sultan Kasrı, Sait Halim Paşa Yalısı favoriler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Buralarda düğün yapmak, birkaç yüz bin doları harcamak anlamına geliyor. Mesela Çırağan Sarayı’nda Tara, Zorlu gibi Türkiye’nin en zengin ailelerinin çocuklarının yanı sıra Hindistan’ın en zengin iş adamı Shyam Bhatia’nın oğlu için düğünler yapıldı. Çırağan’da fiyatlar KDV hariç kişi başı 145 euro’dan başlıyor. Bu fiyatta dört kategoriden oluşan düğün yemeği ve limitsiz içki var. Tarihi mekanları tercih edenlerin bir diğer adresi ise Sait Halim Paşa Yalısı… 1995 yılında yandıktan sonra yenilenen ve 2005 yılında hizmete giren yalı, düğün organizasyonlarıyla ön plana çıkıyor. Kişi başı 95 euro + KDV’den başlayan paketin içinde, gelin ve damadın bir gece konaklaması ile kahvaltı, düğün pastası ve ön kokteyl bulunuyor.
BU PARAYI ÖDEMEM DİYORSANIZ…
Bu fiyatları ödemeden de düğün yapmak mümkün elbette. Örneğin Armada Otel’de kişi başı 85 TL + KDV ödeyerek yemek, limitsiz içki, pasta, bir gece konaklamayı içeren düğün paketi satın alınabilir. Otel düğünleri yerine bir restoranda ya da en az 2 bin TL’ye kiralanabilecek bir teknede de tören yapmak mümkün. Son yılların favorisi kır düğünü içinse İstanbul’da çok fazla seçenek var. Özellikle Kilyos ve Şile yollarında birçok restoran bu tür düğünler için hazır bekliyor. Kır düğünlerinin fiyatları da yerine ve mekanın büyüklüğüne göre değişiyor. İstanbul’da 100 kişilik bir düğün müziği, süslemesi, fotoğrafı, davetiyesiyle en az 10 bin TL’ye mal oluyor.
500 MİLYON DOLARLIK GELİNLİK PAZARI
Gelinlik için sipariş en az bir ay önceden veriliyor. Gelin adaylarının işi bu aşamada da çok kolay değil doğrusu. Çünkü birkaç yıl öncesine göre piyasada çok fazla marka mevcut. Sadece İstanbul’da kayıt altına girmiş 3 binden fazla gelinlik satan ve diken mağaza var. Bunların içinde yerli ve yabancı markalar yer alıyor, küçük modaevleri de.
Ağırlıklı olarak yılın kısa bir döneminde satışı yapılan gelinlik işinin, bu nedenle tekstil sektörünün en zayıf halkalarından biri olduğu düşünülür. Oysa iki ayda yapılan satışla bile birçok iş kolunun önüne geçecek kadar büyük bir potansiyele sahip. Akay Gelinlik’in patronu Ermiya Akay, gelinlik sektörünün büyüklüğünün 500 milyon dolar olduğunu söylüyor. Sektörde son yıllarda ciddi bir değişim yaşandığını belirten Didem Cılga ve ekliyor: “Birkaç yıl öncesine kadar gelinlikten sektör olarak bile bahsedilmezdi. Sonra dünya markaları Türkiye’ye geldi. Yerlilerden, çok başarılı şekilde markalaşanlar oldu. Gelinlik pazarı artık ciddi bir iş hacmine sahip.”
DAMATLAR ARTIK ANNELERİYLE GELMİYOR
Düğün ekonomisinin can verdiği bir başka iş kolu ise damatlık. Damatların bu özel günde giydiği takım elbise artık gelinlik kadar önem taşıyor. Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, “Evlilik yaşının yükselmesi ve erkeklerin de en az kadınlar kadar bu özel günlere önem vermesi damatlıkta büyük bir pazar oluşturuyor” diyor. Orakçıoğlu, kararların artık eskisi gibi ailelerinin yönlendirmeleriyle verilmediğini, çiftlerin tek başına alışveriş yaptığını söylüyor.
DAVETİYEDE DEVRİM
Düğün sektöründe yaşanan yeni trendler, davetiyede, nikah şekerinde de kendini gösteriyor. Matbaaların 5-10 çeşit davetiyeyi klasöre yerleştirip çiftlere sunduğu günler tarihe karıştı. İstanbul’da Cağaloğlu, Saraçhane gibi merkezlerde toplanmış olan davetiyeciler şimdi şık mağazalarda ve alışverişin daha canlı olduğu caddelerde yer alıyor. Artık, çok farklı malzemeler kullanılarak bin bir çeşit davetiye hazırlanıyor.
2 BİN ÇEŞİT ALYANS
Düğünlerin olmazsa olmazı alyansta da değişim rüzgarları esiyor. Pırlantalısından yeşil, beyaz, kırmızı altından yapılanlara binlerce model alyans çiftlerin aklını başından alıyor. 50 yıldır Kapalıçarşı’da altın satışı yapan Güneyli Mücevherat’ın sahibi Corc Vert, “Sadece alyansta 2 bin çeşit model var” diyor.
FAVORİ ÇİÇEK BEYAZ ORTANCA
Düğün sektörünün hareketlendirdiği ve çeşitlendirdiği bir başka alan ise çiçekçilik… Mekan süslemesinin çok fazla kullanılması çiçekçilikle uğraşanların düğünlere özel faaliyet göstermesine neden olmuş. Aralarında düğün organizasyonu yapanlar bile var. Uluslararası Çiçekçiler Birliği Interflora’nın Türkiye’de kurulu Interflora Çiçekçiler Derneği Başkanı Recep Gedik de çiçekçilikle uğraşırken organizasyon yapmaya başlamış. Peki bir düğünde ne kadar çiçek kullanılır? 100 kişilik bir düğünün 200 dal çiçekle süslendiğini söylüyor Recep Gedik. Bunun için en az bin 500-2 bin TL’yi gözden çıkarmak gerekiyor. Süslemede kullanılan çiçekler düğünün konseptine göre değişiyor. Ama favori beyaz ortanca.
KINA GECELERİ DE BİRER ŞOV
Kına gecelerini de organizasyon şirketleri hazırlayabiliyor. Şirketler kına yakma törenini hazırlayacak, kınayı yakacak, bu esnada şarkı, türkü söyleyecek, hatta gecenin sonunda fasılla töreni tamamlayacak özel bir ekiple hizmet veriyorlar. Bedeli bin 500 ile 2 bin TL arasında değişiyor. Tekne, hamam, otellerin küçük salonları, restoranlar, barlar bu renkli eğlence için organize edilebiliyor. Yüksek gelir grubundakiler için Çırağan Sarayı, Sait Halim Paşa Yalısı, Al Jamal, en çok ilgi gören mekanlar arasında.
YURT DIŞINDA DÜĞÜN
Evlenecek çiftlere alternatif çok. Bunlardan biri de yurt dışında düğün… Bu akıma ayak uyduranlar tercihlerini daha çok Mısır, Tunus, Hindistan gibi ülkelerden yana kullanıyor. Yurtdışında bir düğünün maliyeti hangi ülkeye gidileceğine ve kaç gün kalınacağına bağlı. Ortalama fiyat vermek gerekirse iki gece üç gün programlı Roma kişi başı 700 euro, Mısır 850 euro, Hindistan 1000 euro’ya çıkıyor. Bu fiyatlara beş yıldızlı otelde konaklama, şehir turu, rehberlik hizmetleri dahil.
Beyoğlu Belediyesi’nin düzenlediği “Toplu Nikah Töreni”nde 65 çift dünya evine resmen girdi
Beyoğlu Belediyesi Aynalıkavak Semt Konağı’nda düzenlenen nikah töreninde ayrı bir heyecan ve mutluluk vardı. Yıllardır resmi nikahları bulunmayan çiftler çoluk çocuğa karışmış olmalarına rağmen imkansızlık ya da ihmal nedeniyle evlilik cüzdanlarına sahip değillerdi. Aynı zamanda sosyal bir sorun olan bu durum belediyenin her yıl düzenlediği “Toplu Nikah Töreni” ile bir anlamda çözüme kavuşturuldu.
Düzenlenen törende her şey düşünüldü. Semt konağının bahçesi kır düğünü için hazırlanmıştı. Gelinlikler Beyoğlu Belediyesi Semt Konakları tarafından karşılanırken, gelin başları da buradaki kuaför kursuna katılan hanımlar tarafından yapıldı. Düğün pastası kesildi, Adnan Yavuzer’in seslendirdiği oyun havalarında gelinler damatlar karşılıklı oynadı .
Nikah töreni sırasında Başkan Ahmet Misbah Demircan “Çoktan aile olmuş ve hatta çoluk çocuğa karışmış çiftler var burada. Bu nedenle bu nikahın ayrı bir önemi anlamı var. Böyle bir hizmeti yapmak aynı zamanda sosyal bir sorumluluktu biz de devam ettiriyoruz. Yeni, resmen evlenen çiftlerimize çocukları ile birlikte mutlu bir ömür diliyorum” dedi.
Bu sırada ise en çok dikkati çeken bebekleriyle birlikte dünya evine giren Canan – Osman Aydın çiftiydi. 7 aylık oğulları Arda ile nikah masasına oturan çift 2 yıl önce “evlendiklerini” söyledi. İmkansızlıklar ve ihmal nedeniyle bu kadar süre resmi nikahsız olan çift çocukları olduktan sonra belediyenin de desteğiyle resmi nikah kıymaya karar verdiklerini belirtti. İşçi olan Osman Aydın, “İhmal ettik. Düğün yapacak durumumuz da yoktu. Belediyenin bu hizmeti ile biz de resmen karı-koca olduk. Beyoğlu Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz” dedi. Gelin Canan Aydın ise “Gelinlik giyememiştim. Bu nedenle bu gün ben daha çok mutluyum. Çocuklarımız oldu ama her kadının hayali olan gelinliği bugün giydim. Evet’i canı gönülden söyledim” diye konuştu.