Archive for the ‘gelin’ tag
Selahattin Duman:Kır düğününü gelinlik kızlara tavsiye etmem
Vatan gazetesi yazarı Selahattin Duman,son zamanların yeni trendi olan kır düğünü hakkında detaylı bir yazı yazmış.
Eli kulağındadır.. Kız kısmının gözü magazin haberlerine değiyorsa, eninde sonunda birinden biri “Ben kır düğünü istiyorum..” diye tutturacaktır.. Gelinlik kızlar birbirinin ağzına baktığından bu iş çığ gibi büyüyecektir.. Bu yazı tehlike habercisidir..
Haberini gazetede görmemle yüreğimin “Hoop!” etmesi bir oldu..
İngiliz milletinden, sarışın, bir deri bir kemik olduğu için görünüşü “açlık sınırının” bir parmak üzerinde duran dünyaca ünlü bir manken evlenmeye hazırlanıyormuş..
O da her kız gibi evlendiğinde başının göğe ereceğine inananlardan.. O yüzden de besbelli ki eşi benzeri görülmemiş bir düğün formatı arayışında..
Aklına “kır düğünü” düşmüş..
Magazinci milletini karşısına dikmesiyle birlikte müjdesini vermiş..
“Kır düğünü yapacağım..”
***
Bizim zengin kız babalarının başına iş açacak haber bu..
Özellikle de oğlan tarafının..
Düğün dernek işi oğlanın cezası olduğundan, İngiliz mankeninin tetikleyeceği bir “Kır Düğünü Modası” her daim onların başına patlar..
Fukara kısmısı için mesele yok..
Getirir bir davul zurna.. Konu komşudan toplanan masaydı, sandalyeydi yan yana dizilir.. Kazanda pişen sofraya düşer.. Düğün aradan çıkar..
Zengin kız babası veya damat için durum aynı değil..
Gelin adayı “Kır düğünü isterim..” diye tutturduysa bunun bedeli ağır olur.. Ne bileyim.. Temsil Çırağan Sarayı’nda veya Esma Sultan Yalısı’nda yapılacak bir düğünden daha pahalıya gelir..
NEREDEN ÇIKTI?
Gelinlik kız milleti, hep orijinallik peşindedir..
Aileden, eğitimden ve kişiliğinden gelen sıradanlığını ömür boyu sırtında taşıyacağını bildiği veya hissettiği için hiç değilse düğününde bir farklılık yaratmaya çalışır..
Sıradanlığına karşı bir savunma sistemidir bu..
İster ki yapacağım düğünün eşi benzeri olmasın.. İnsanoğlu, dünya durdukça onu konuşup dursun..
Öyle bir şey olmaz tabii..
Dünyanın her tarafında “Düğün olur iki kişiye.. Tasası düşer konu komşuya..” ilkesi işlediği için, Karun hazinelerini dökseniz düğüncüleri memnun edemezsiniz..
Bu biiir..
Ayrıca kız kısmının kafası düğüne kilitlendiğinde mevcut yetenekleri de işlemez hale gelir ve yaratıcılık denen şey sıfırlanır..
Orijinallik peşinde koşarken, kimi taklit edeceğini arar durur.. Bulduğu modeli bir de kafasına göre veya yakın arkadaşlarının aklına göre geliştirmeye kalkar.. Battıkça batar..
Köy yerindeki gelin adayının değil de şehirde yaşayan, okumuş, aileden varlıklı kızların bu işe sardırması biraz garip oluyor..
Kızların fikrini ilk bozan da zannedersem şu “Forrest Gump” filmi oldu..
Hani yarım akıllı Tom Hanks’in çocukluk arkadaşı ve aşkı olan hippi kız karakteri..
Filmde Tom Hanks ile kır düğünü yaparak evlendiler.. Gelin uzun, çiçekli entarisi ve başındaki çiçekten yapılma taç ile pek güzeldi..
Çıplak ayakla geldi, evlendi, dans etti.. O sahnelerden beri de kız milletinin aklı başından uçtu..
Biz tam unutuldu, derken bakıyorsun bir manken, bir artist veya başka bir rol modeli çıkıp “Kır düğünü yapacağım..” diyor..
Belâ yeniden hortluyor..
***
Fikir romantik.. Eğlenceli, esprili..
Kızların bilinç altında kendisini “kır çiçeği” gibi hissetmesine yarıyor lakin her kızın görüntüsü “kır çiçeği“ne uymuyor ki..
Yağlı güreşte pehlivanın giydiği kispet karalığında bir kızı kırda everdin, diyelim..
O görüntüsü ile “patlıcan” diye bilinen nesneden başka neye benzeyecek ki..
Haydi gelin mevzun vücutlu, boyu posu endamı yerinde diyelim.. Ya iki tarafın davetlileri, akraba-i taallûkat?
Söylediğim iftira değil resmi bilgidir..
Ahalimizin üçte biri obezite sınırında.. Bu demektir ki kır düğünü yaptığın yere onlarca şişman kadın gelecek, kendilerini mera niyetine çayıra salacak..
“Kadınsever” bir yazar olduğumdan görüntünün neye benzeyeceğini dillendirmek istemem..
James Dean’in ünlü “Devlerin Aşkı” filmindeki düğün sahnesini hatırlatmak yeter..
MALİYET AĞIR
Hani Teksas’tan gelen büyük toprak sahipleri, takmış takıştırmış karılarının arkasında düğün salonuna topluca giriyorlardı da “sığır sürer gibi” hem şapkalarını sallayıp hem de “Hooo! Hooo!” diye bağırıyorlardı ya!
O sahneyi hatırlamak “Kır düğününün görsel sakıncasının..” altını çizmek için yeterli..
İşin maliyeti daha da ağır..
Yukarıda söylediğim gibi İstanbul’un şık bir mekânında yapılacak düğünü alacaksın, kıra taşıyacaksın..
Nakliyesinden ulaşımına.. Bin tane gerekçe ile maliyet ikiye üçe katlanır..
Orkestrası iki misli ücret ister.. Yemek şirketi iki misli ücret ister.. Herkes kırsalın farkını fiyata koyar.. Yazık değil mi oğlan tarafına..
Haaa! Diyelim ki damat adayı seni sözlüyken, nişanlıyken üzdü..
İşte o zaman yaptır kır düğününü.. Hatta Polonezköy, Beykoz Çayırı , Çamlıca sırtı gibi yakın bir yer de arama..
İnadına milleti Kayseri’nin Gesi Bağlarına götür..
Konya’nın Meram Tepesi’ne çıkar.. Ne bileyim, biraz daha doğuya götürürsen Şerafettin Yaylası bile olur..
Kusurlu damat adayı da gününü görür..
***
Düğününde kendini kır çiçeği gibi hissetmek isteyen gelin adayı kızın başına gelebileceklerin haddi hesabı yok..
Çıplak ayağına diken mi batar, gelinliğin içine börtü böcek mi kaçar, Strauss‘un “Bahar Valsi” müziği eşliğinde güzel güzel dans ederken çıplak ayakla inek fışkısına mı basar, orasını bilemem..
Şehir kızlarına uymayacak sürprizlerle doludur doğa..
Ben gereken uyarıyı yaptım.. Hem kız kısmı hem oğlan tarafı bunları bir iyice düşünsün..
Kısadan Hisse: Kızlar gelin olmayı masal sanır, ata binince koşar sanır..
Gelin makyajı, kusursuz olmalı, bir ömür boyu saklayacağınız görüntü ve resimlerde bu güzellik yansımalı
Makyaj, kadınların en çok önem verdiği konuların başında geliyor. Dışarı çıkarken, davetlere ve balolara katılırken yapılan makyajlar, kadınlara kendilerini daha özel ve güzel hissettiriyor.
Şehİrlİ kadınların olmazsa olmazı makyaj, gelin adayları için daha da önemli bir hale geliyor. Paris Kuaför’ün makyajcısı Eda Koşar, gelinin makyajının çok önemli olduğunu söyleyerek, “Gelin makyajı, kusursuz olmalı, bir ömür boyu saklayacağınız görüntü ve resimlerde bu güzellik yansımalı” dedi.
Kusursuz makyaj
Hayatlarının geri kalan kısmını birlikte sürdürecekleri eşiyle dünya evine girme hazırlığı yapan gelin adayları, düğün gecesi her şeyin kusursuz olması için büyük bir titizlik gösteriyor. Gelinlerin en dikkat ettiği konulardan biri de makyaj. Ankara’nın en önemli kuaförlerinden Paris Kuaför’ün makyaj sanatçısı Eda Koşar, o gece makyajın kusursuz olması ve bir ömür boyu saklanacak görüntü ve resimlere bu güzelliğin yansıması gerektiğini söyledi.
Salon gelinlerinin makyajlarının biraz daha kalıcı, fakat abartıdan uzak olduğunun altını çizen Eda Koşar, makyajın nasıl yapılması gerektiğini anlattı. “Çok iyi nemlendirilmiş bir cilt üzerine uygulayacağımız fondöten, hangi özellikte olursa olsun iyice cilde yedirilmeli. Neredeyse porselen gibi bir görüntü elde ettikten sonra göz makyajına geçilmeli. Gözlerde en iddialı görünümleri koyu sonbahar renkleri ve çikolata ile yaratıyorum. Kirpikleri genelde desteklemek gerekiyor.
Maskara önemli ve pırıltılı ürünleri, göz kapaklarına uygulamadan geçemiyorum. Dudaklar da, yağlı ve ıslak görünümün tam tersi, mat ve kadife görünümünde olmalı. Gelinde en önemli faktör rujun kalıcı olması. Tonları şeffaf açık pembeler olabilir. Cilt, kusursuz görünmeli, son derece temiz olmalı. Gözler o kadar önde ki, allık sadece kemikleri gölgelendirmek için kullanılmalı ve sanki güneşten kızarmış gibi doğal olmalı. Allıkta renkler ise şeftali ve pembe.”
MAKYAJ Sanatçısı Eda Koşar, romantik, çok renkli olmayan ve mimiklerin kişisel ifadesini yok etmeden makyaj yapmaya özen gösterdiğini söyleyerek, “Düğünün konsepti çok önemli. Gelinlik, duvak ve saçla bir bütünlük sağlamalı. Düğünün yapılacağı yerin konsepti ve tarzı da benim için önemli” diye konuştu.
Trendlerin sürekli değişmesine rağmen, gelin makyajı yaparken romantik, klasik ve duru olanı yansıtmayı sevdiğini dile getiren Koşar, sözlerini şöyle sürdürdü; “O özel günün sonrasında resimlerine baktığında kendini hep sevmesini ve demode hissetmemesini isterim, çok yoğun ışıltı ve pırıltıdan da kaçınırım.”
Duisburg’un gelinleri
Avrupa Kültür Başkenti Ruhr çerçevesinde 18 Temmuz, Pazar günü A40 otobanı Duisburg’dan Dortmund’a kadar kapatılarak otobanda şenlikler düzenlenecek. Bir milyonun üzerinde ziyaretçinin katılması beklenen şenliğe Marxloh semti de gelinleriyle renk katacak.
AVRUPA Kültür Başkenti Ruhr çerçevesinde 18 Temmuz Pazar günü A40 otobanı Duisburg’dan Dortmund’a kadar kapatılarak kültürel etkinlikler yapılacak. Bir milyonun üzerinde ziyaretçinin katılması beklenen şenliğe Marxloh semti de gelinleriyle renk katacak. Yaklaşık 60 kilometre uzunluğundaki dünyanın en uzun kültür şeridine, Marxloh’da bulunan gelinlik sektörünü ve Türk düğün kültürünü tanıtmak amacıyla gelinlik giyen 100 genç kız katılacak.
Duisburg Kalkındırma Dairesi, Medienbunker Marxloh, TIAD Duisburg ve Duisburg ve Çevresi Türk İşadamları Derneği ile IHZ ve Marxloh Esnaf Birliği (MEB) birlikte gerçekleştirilecek etkinliğin genel provası Marxloh semtinde yapıldı. Kırkın üzerinde gelinin katıldığı genel provada oluşan görüntüler, gerek Marxlohlular’ın gerekse katılımcıları hafızalarından uzun zaman silinmeyecek bir aksiyona dönüştü. Gerek Marxlohlular’ın gerekse basın ve Ruhr 2010 organizatörlerinin büyük ilgi gösterdiği “Marxloh için 100 Gelin” Aksiyonu’nun genel provasına WDR televizyonu da refakat etti.
AVRUPA’NIN EN RAMANTİK CADDESİ
“Avrupa’nın en romantik caddesi” benzetmesinin yapıldığı Weselerstr. üzerindeki gelinlik dükkanlarının kendilerine sundukları gelinlikleri giyen 40′ın üzerinde genç bayan, daha sonra cadde üzerinde gezerek, fotoğraf ve film çektirdi. 18 Temmuz Pazar günü A 40 otobanında yapılacak aksiyona hazırlık mahiyetinde yapılan provadan sonra, gelinler otoban üzerinde de resim çektirerek, gerek kendilerinin gerekse semt sakinlerinin unutamayacağı anlar yaşadılar. Bu Pazar günü yapılacak A40 Festivali’nin herkese açık olduğunu vurgulayan Made in Marxloh-Grubu yetkilileri, bütün Duisburgluları ‘’Marxloh için 100 Gelin’’ Aksiyonunu izlemeyebileceklerini ve bu Pazar günü saat 11.00’den itibaren kendilerini ziyaret edebileceklerini ifade ettiler.
Chelsea’nin düğününü e-posta ile yönetiyor
Hillary Clinton, bir yandan da kızının düğün telaşını yaşıyor. 30 yaşındaki Chelsea Clinton, beş yıldır birlikte olduğu bankacı sevgilisi Marc Mezvinsky ile 31 Temmuz’da evlenecek. Clinton, kızına yeterince zaman ayıramadığını itiraf ederek, ”Şanslıyız ki şimdi e-posta var. Gelin annesinin yapması gereken herşeyi e-posta ile yapıyorum” dedi. Düğün, New York’a 2 saat uzaklıktaki, milyoner John Jacob Astor IV’a ait, Versailles Sarayı’nı andıran, dağ ve nehir manzaralı 12 milyon dolarlık Astor Malikanesi’nde yapılacak. Düğüne sadece şahsen tanıdığı 400 kişiyi davet eden Chelsea, Vera Wang ya da Oscar de la Renta tasarımı bir gelinlik giyecek. Bill Clinton ise kızının isteği üzerine düğüne “zayıflayarak” hazırlanıyor. Chelsea, annesine, “Düğün günümde siyaset istemiyorum” dese de ABD Başkanı Barack Obama’nın da düğüne gelmesi bekleniyor.
Düğün öncesi gelinlerin estetik tercihleri
Düğün gününüz belki de en çok gülümseyeceğiniz gün. Bu günü bembeyaz dişlerle karşılamak isteyenler kliniklerin kapısını çalıyor. Diş beyazlatma, gülme estetiğinde en hızlı yanıt alınan uygulama olmakla birlikte, doktor kontrolünde yapılması gereken, profesyonel görüş gerektiren özel bir uygulama. Özgüveni artıran, kişinin kendini daha rahat hissetmenizi sağlayacak 45 dakikalık bu uygulama en az iki yıl (doktor önerilerine uyulduğu takdirde) kalıcılık beyazlık getiriyor. Murat Özdemir; ArtPlast’ta FDA Onaylı Zoom 2 sistemini tercih ettiklerini, bu yöntemin diğer beyazlatma yöntemlerine göre minimum hassasiyet, maksimum beyazlatma ve maksimum kalıcılık sağladığı için en güvenli seçenek olarak tercih edildiğini ve evlilik planları öncesi en sık tercih edilen uygulamalar arasında olduğunu belirtiyor.
Çocuk yaşlarda yapılması tavsiye edilen kepçe kulak operasyonları ülkemizde 20 yaş civarı daha sık yapılıyor. Bunu ailelerin problemin farkına geç varışı, operasyon kararını geç alışı ile açıklayan Özdemir; kepçe kulak ameliyatlarının büyük çoğunluğunun lokal anestezi altında rahatlıkla yapılabilen bir ameliyat olduğunu, genellikle 1.5-2 saat süren operasyon sonrası kişinin ayağa kalkıp dolaşabileceğini, eve gidebileceğini belirtiyor. Operasyon yaptıranlar iş hayatlarına 4-7 gün içinde dönebiliyor. Düğün öncesi tüm gözlerin üzerlerinde olacağı gelin ve damat adaylarının erteledikleri bu kulak operasyonunu yaptırdıklarından bahseden Özdemir, bu operasyonun diğer hazırlıkları da aksatmaması adına düğüne en az üç hafta kala yapılmasını tavsiye ediyor.
Düğünden birkaç gün önce bile yaptırabilen botoks ve dolgu işlemleri hem kadınlar hem de erkekler tarafından en çok tercih edilen kolay işlemlerden biri. Özellikle düğünden 10 gün önce yaptırılmasının uygun olduğunu belirten Op. Dr. Orhan Murat Özdemir, botoksun kırışıklık tedavisindeki kullanımının dışında terlemeye engel olmak için yapılan cerrahi olmayan pratik bir işlem olduğunu vurguluyor.
Her kadın hayali olan gelinliği daha iyi taşıyabilmek, daha güzel görünmek ister. Bu konuda desteğe ihtiyacı olduğunu düşünenler, gelinlik dekoltesi için meme operasyonunu tercih ediyor. Dr. Özdemir “İstenilen gelinliği rahatça taşımak isteyenler; meme hacmi yeterli değilse meme protezi, memelerinde sarkma durumu söz konusu olan kişiler ise meme dikleştirme ve toparlama işlemlerini tercih ediyor.” diyor. Göğüs büyütme ve dikleştirme operasyonlarının düğüne en az bir ay kala yaptırılması tavsiye ediliyor ve gündelik hayata dönüş için 7-10 gün süre veriliyor.
Beğendiği gelinliğe sığmak isteyenler bel ve basenlerini vaser liposelection ile inceltiyor
Dr. Murat Özdemir, ArtPlast’ta uyguladıkları Vaser Liposelection’ın sadece yağ hücrelerini hedef alan, diğer dokulara zarar vermeyen bir yağ alma işlemi olduğunu ve ayak bileğinden boyuna kadar hemen tüm bölgelere uygulanabildiğini belirtiyor.
Sonuçları ve güvenilirliği açısından özellikle kontur problemi olan hastalarına bu yöntemi önerdiğini, iyileşme sürecinin kısalığı ve liposuction ameliyatları sonrası görülebilen düzensizlikler, çökmelerin Vaser Liposelection sonrasında görülmemesi, ağrı, sızı ve morluklarınsa çok daha az oluşması bu yöntemin düğün öncesi tercihini artırıyor. Özellikle hareketli bir dönem geçiren ve düğün ertesi balayını deniz tatili ile değerlendirecek olanlar kontürünü bu yöntemle düzeltiyor.
Göğüsleri büyük olan erkeklerin basit bir işlemle bu görünümden kurtulması mümkün…
Erkek meme dokusunun aşırı büyümesi olarak tanımlanan jinekomasti birçok nedene bağlı oluşabiliyor. Erkeklerde % 50-60 oranlarında görünen fakat çözümü pek bilinmeyen bir rahatsızlık olan Jinekomasti’yi Murat Özdemir “yaklaşık 1-1,5 saat süren, hastanın gündelik aktivitelerinde çok fazla değişiklik yaratmayan ve iz bırakmayan cerrahi bir girişim” olarak tanımlıyor. Daha çok yağ aldırma yöntemi olarak bildiğimiz liposuction; jinekomasti tedavisi için de kullanabiliyor. Bu işlem sonucu erkekler yaklaşık 1 ay içinde kusursuz bir görünüme sahip olup günlük yaşantılarına devam ediyorlar.
Evlilik maliyeti yükseliyor
Her geçen gün zorlaşan hayat şartları, yaşam standartlarını yükselttiği gibi, evlenmenin maliyetini de artırdı. Erzurum’un kendine has gelenekleri çerçevesinde evlendirilmek istenen gençlerin, ortalama 20 bin TL’yi gözden çıkarmaları gerekiyor. Hamam takımı, altın, iftarlık, kurbanlık, ev eşyası ve düğün masrafı derken, Erzurum’da evlenmenin faturası 20 bin TL’ye çıkıyor.
Erzurum’da, kız isteme safhasından başlanarak düğün salonu masraflarına kadar yapılan fiyat araştırması, evliliğin adeta ‘zengin işi’ olduğunu ortaya koydu. Abartıya kaçmadan geçirilen bir nişanlılık dönemi ve ardından yapılan düğün hazırlıkları, erkek tarafı ve özellikle de damat adaylarının iflahını söküyor.
İşte Erzurum’da gelenek ve görenekler dâhilinde evlenebilmenin faturası:
//KESİM GELENEĞİ
Evlenmeye karar veren çiftler için kesenin ağzı daha yolun başındayken açılıyor. Kız tarafından olumlu bir cevap alınmasına ve tekrar bir araya gelinmek için başka bir gün belirlenmesine, Erzurum adetlerine göre ‘söz kesme’ adı veriliyor. Bu aşamada kız tarafının her isteğini karşılamayı kabul etmiş olan erkek tarafı, ikinci misafirlikte kızın ailesiyle gelin için belirlenecek altın miktarını konuşur. Erzurum’da ‘altın kesme’ şeklinde tabir edilen gelenek, aileden aileye farklılıklar gösterirken, nişan öncesi kesilen altın miktarı en az 100 gram oluyor. Gelin için talep edilen 100 gram altın, damat adayı için daha yolun başında 6 bin 500 TL’ye mal olurken, erkek tarafının, nişanın yapılacağı gün için de bir takım hazırlıklar yapması gerekiyor.
//HAMAM TAKIMININ FATURASI 2 BİN TL…
Erzurum’da nişan öncesi kız tarafına hediye edilen ‘hamam takımı’, altın masrafından sonra gelen ikinci büyük harcama kalemleri arasına giriyor. Standartları fazla zorlamadan hazırlanan bir hamam takımı, damat adayına ortalama bin 500 ile 2 bin TL’ye patlarken, nişanın sonunda erkek tarafının harcadığı para 6 bin TL’yi bulmuş oluyor.
Erzurum’da nişanlılık dönemi de, kesenin ağzını kapatmaya yetmiyor. Ramazan ayında kız tarafı için iftarlık hazırlamak durumunda olan erkek tarafı, Kurban Bayramı’nda ise gelin için koç satın almak zorunda kalıyor. İlde, gelinin ailesi için hazırlanan iftarlığın maliyeti en az 500 TL’yi bulurken, en az 500 TL gelinlik koç ve yine en az 300 TL de, koçun boynuzlarına asılacak altın için harcanıyor.
//EV İÇİN YAPILAN MASRAF EN AZ 10 BİN TL
Düğün tarihi yaklaştıkça, erkek tarafı bu kez de çiftin yaşayacağı ev için kolları sıvıyor. Oturma grubunun 2 bin, salon takımının 2 bin, yatak odası takımının 2 bin, buzdolabının 800, bulaşık makinesinin 600, çamaşır makinesinin 600, televizyonun 500 ve fırının da yine ortalama 600 TL’den satıldığı Erzurum’da, bir ev için gerekli olan diğer eşyalarla birlikte toplam masraf 13 bin TL’nin üzerine çıkıyor. Bu harcamalara gelinlik, gelinin yakınları için kuaför ve kıyafet giderleri, düğün salonu, çerez ve pasta derken, gelini yeni evine getirene kadar yapılan toplam harcama 20 bin TL’yi bulmuş oluyor.
Beyaz Ve Pembe Ağırlıklı Gelinlik Giyen Yüzlerce Kadın Şehirin Meydanında Toplandı
“Cosmopolitan” ve Love Radyo’nun bu yıl altıncısını düzenlediği geleneksel hale gelen gelinler gününde birbirinden ilginç manzaralar ortaya çıktı. Evli-bekar ayırımı yapılmayan etkinlik için alana gelen kadınlar önce burada kurulan çadırlarda saçlarını yaptırdılar. Ardından gelin makyajı yaptıran kadınlar kendileri için hazırlanan gelinlikleri giyip meydanda toplandı.
Beyaz ve pembe renklerden oluşan gelinlikleri giyen kadınların sevinci yüzlerinden okunurken, aralarında evli olanlarının kocaları kenardan karısını izledi.Damatların olmadığı sadece gelinlerin geldiği etkinlikte yüze yakın birbirinden seksi gelin katıldı.Gelin elbiselerinin Cosmopolitan dergisi tarafından hazırlandı.Oldukça cüretkan gelinliklerin bulunduğu bu özel kıyafetler alanda kurulan kapalı bir odada tek tek giydirildi.Tekrar evlenmiş gibi sevinen Rus kadınlar bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.
Düğünden önce en fazla iki kilo verin
Beyaz gelinliği içinde incecik görünmek isteyen gelin adaylarının ölüm orucuna girdiklerine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz uyarıyor: Yapılan sağlıksız diyetler düğün sonrası kilo aldırıyor.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz, düğün tarihi yaklaştıkça paniğe kapılarak sağlıksız ve şok diyetler yapan gelin adaylarını uyararak, sağlıklı ‘ düğün diyeti’nin nasıl olması gerektiğini anlattı.
Gelin adayları, hayatlarının en önemli anlarından biri olan düğün gününde, bir kuğu kadar zarif ve güzel olmanın hayalini kuruyor. Ama bu hayal uğruna kimi zaman sağlıklarından bile olmayı göze alabiliyorlar. Gelinlik içinde incecik görünmek için şok diyetlere başvuran genç kızlar, çok hızlı kilo kaybı yaşıyorlar ama bir o kadar da solgun ve sağlıksız görünüyorlar. Oysa unutulmaması gereken nokta; önemli olan zayıf değil; güzel, enerjik ve neşeli bir gelin olmanız ve sağlıklı kalmanızdır.
Düğün öncesi girilen ölüm oruçları her ne kadar hızlı kilo kaybı yaşatsa da aslında evlilik sonrasında hızla kilo almaya neden oluyor. Zaten evlilik genel anlamda çeşitli nedenlerle kilo aldırıyor; bir de çok düşük kalorili diyetler yaptıktan sonra bir anda bu diyetleri bırakmak, diyet öncesi kilonuzu bile özler hale getirebiliyor.
Düğün öncesi zayıflamak istiyorsanız; öncelikli olarak zarar görmeyeceğiniz mantıklı hedefler koyun ve diyetinize zamanında başlayın. Düğüne iki hafta kala yapacağınız diyet sağlıklı olmak koşulu ile size iki kilo verdirebilir. Eğer illa kilo vermek istiyorsanız, aylar öncesinden diyete başlayın.
Almanız gereken besin öğelerinden ödün vermeyin. Her gün sütünüzü, meyvenizi, sebzenizi, salatanızı, etinizi ve ekmek ya da ekmek grubunu mutlaka tüketin.
Müstakbel eşinizi bu durumdan haberdar edin, size yardımcı olmasını isteyin. En fazla vakti onunla geçireceğinizi düşünürsek yanınızda pasta, dondurma tüketen biriyle bu programa uymak sizi zorlar. Evlilik öncesi size uygun beslenme planları oluşturmak, sağlıklı beslenmeyi öğrenmek ve daha kolay hayatınıza geçirebilmek için bir beslenme uzmanından yardım almanız da; tüm bu önerilere uymanıza yardımcı olur.
Sporla birlikte vereceğiniz kilolar; sizi hem daha fit hem de daha sağlıklı gösterir. Zaman sıkıntısı yaşayacağınız kesin ancak kendinize çözümler üretin. İlle de belli bir sporu yapmak zorunda değilsiniz. İmkanlarınız neye elveriyorsa onu yapın. Ancak süresini çok kısa tutmamaya (10- 15 dakika gibi) dikkat edin.
Bu dönem, büyük ihtimalle hayatınızda yaşayacağınız en stresli dönemlerden biri olacak. Bu nedenle stres faktörünü göz önüne alarak hareket edin. Sizi, strese sokacak ortamlardan uzak durun. Stresinizi yemekle atlatan biriyseniz, tek şansınız çiğ yenilebilen sebzeler ve su… Ayrıca stresinizi tetikleyebilecek kafeinden mümkün olduğunca uzak durup, bunun yerine sevdiğiniz bitki çaylarını tercih edebilirsiniz. Susuz kalmamaya dikkat edebilir, açlığın stresinizi tetikleyeceğini göz önüne alarak mutlaka ufak da olsa ara öğünler yiyebilirsiniz. (Meyve, süt, ayran ve yoğurt gibi…)
Düğün ve devamında diyet halinden çıksanız bile sağlıklı beslenme ilkelerini evinize ilk günden itibaren taşımaya çalışın. Unutmayın ki; sizin alışkanlıklarınız ileride doğacak çocuklarınızın sizden alacağı örnekler olacak.
Düğün öncesi ve sonrasında mümkün olduğunca yağlı, şekerli ve kalorili besinlerden uzak durmak gerekir. Tatlı yeneceği zaman sıklığına dikkat ederek, hamurlu tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih etmek daha mantıklı olacaktır.
Bol su içmek,
Sabah kahvaltı etmek,
Kızartma, kavurma, yağlı gıdalardan uzak durmak,
Kuruyemişlerin (fındık, ceviz, badem vb.) yağ içerdikleri, bu nedenle de yüksek kalorili besinler olduğunu gözden kaçırmamak ve dikkatli tüketmek,
Ara öğün alışkanlığı edinmek,
Zeytinyağıyla beslenmek.
Yapılan sağlıksız diyetler düğün sonrası kilo aldırıyor
Beyaz gelinliği içinde incecik görünmek isteyen gelin adaylarının ölüm orucuna girdiklerine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz uyarıyor: Yapılan sağlıksız diyetler düğün sonrası kilo aldırıyor.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz, düğün tarihi yaklaştıkça paniğe kapılarak sağlıksız ve şok diyetler yapan gelin adaylarını uyararak, sağlıklı ‘düğün diyeti’nin nasıl olması gerektiğini anlattı.
Gelin adayları, hayatlarının en önemli anlarından biri olan düğün gününde, bir kuğu kadar zarif ve güzel olmanın hayalini kuruyor. Ama bu hayal uğruna kimi zaman sağlıklarından bile olmayı göze alabiliyorlar. Gelinlik içinde incecik görünmek için şok diyetlere başvuran genç kızlar, çok hızlı kilo kaybı yaşıyorlar ama bir o kadar da solgun ve sağlıksız görünüyorlar. Oysa unutulmaması gereken nokta; önemli olan zayıf değil; güzel, enerjik ve neşeli bir gelin olmanız ve sağlıklı kalmanızdır.
Düğün öncesi girilen ölüm oruçları her ne kadar hızlı kilo kaybı yaşatsa da aslında evlilik sonrasında hızla kilo almaya neden oluyor. Zaten evlilik genel anlamda çeşitli nedenlerle kilo aldırıyor; bir de çok düşük kalorili diyetler yaptıktan sonra bir anda bu diyetleri bırakmak, diyet öncesi kilonuzu bile özler hale getirebiliyor.
Düğün öncesi zayıflamak istiyorsanız; öncelikli olarak zarar görmeyeceğiniz mantıklı hedefler koyun ve diyetinize zamanında başlayın. Düğüne iki hafta kala yapacağınız diyet sağlıklı olmak koşulu ile size iki kilo verdirebilir. Eğer illa kilo vermek istiyorsanız, aylar öncesinden diyete başlayın.
Almanız gereken besin öğelerinden ödün vermeyin. Her gün sütünüzü, meyvenizi, sebzenizi, salatanızı, etinizi ve ekmek ya da ekmek grubunu mutlaka tüketin.
Müstakbel eşinizi bu durumdan haberdar edin, size yardımcı olmasını isteyin. En fazla vakti onunla geçireceğinizi düşünürsek yanınızda pasta, dondurma tüketen biriyle bu programa uymak sizi zorlar. Evlilik öncesi size uygun beslenme planları oluşturmak, sağlıklı beslenmeyi öğrenmek ve daha kolay hayatınıza geçirebilmek için bir beslenme uzmanından yardım almanız da; tüm bu önerilere uymanıza yardımcı olur.
Sporla birlikte vereceğiniz kilolar; sizi hem daha fit hem de daha sağlıklı gösterir. Zaman sıkıntısı yaşayacağınız kesin ancak kendinize çözümler üretin. İlle de belli bir sporu yapmak zorunda değilsiniz. İmkanlarınız neye elveriyorsa onu yapın. Ancak süresini çok kısa tutmamaya (10- 15 dakika gibi) dikkat edin.
Bu dönem, büyük ihtimalle hayatınızda yaşayacağınız en stresli dönemlerden biri olacak. Bu nedenle stres faktörünü göz önüne alarak hareket edin. Sizi, strese sokacak ortamlardan uzak durun. Stresinizi yemekle atlatan biriyseniz, tek şansınız çiğ yenilebilen sebzeler ve su… Ayrıca stresinizi tetikleyebilecek kafeinden mümkün olduğunca uzak durup, bunun yerine sevdiğiniz bitki çaylarını tercih edebilirsiniz. Susuz kalmamaya dikkat edebilir, açlığın stresinizi tetikleyeceğini göz önüne alarak mutlaka ufak da olsa ara öğünler yiyebilirsiniz. (Meyve, süt, ayran ve yoğurt gibi…)
Düğün ve devamında diyet halinden çıksanız bile sağlıklı beslenme ilkelerini evinize ilk günden itibaren taşımaya çalışın. Unutmayın ki; sizin alışkanlıklarınız ileride doğacak çocuklarınızın sizden alacağı örnekler olacak.
Düğün öncesi ve sonrasında mümkün olduğunca yağlı, şekerli ve kalorili besinlerden uzak durmak gerekir. Tatlı yeneceği zaman sıklığına dikkat ederek, hamurlu tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih etmek daha mantıklı olacaktır.
Bol su içmek,
Sabah kahvaltı etmek,
Kızartma, kavurma, yağlı gıdalardan uzak durmak,
Kuruyemişlerin (fındık, ceviz, badem vb.) yağ içerdikleri, bu nedenle de yüksek kalorili besinler olduğunu gözden kaçırmamak ve dikkatli tüketmek,
Ara öğün alışkanlığı edinmek,
Zeytinyağıyla beslenmek.
Kaynak: ESRA TÜZÜN – GÜNAYDIN
Bu yılın düğün trendleri arasında yeşili koruyan, samimi ve mümkünse sade organizasyonlar var
Evliliğin ve dikiş makinesinin her genç kızın rüyası olduğu devirlerin sonuna geldik, ama bu demek değil ki artık kimse evlenmiyor. Aksine gelinle damadın yorgunluktan sersefil olduğu, akrabaların takı takma yarışına girdiği, paranın su gibi aktığı düğünler, yerini samimi, çevre dostu ve daha eğlenceli organizasyonlara bıraktı.
Evlilik hazırlıklarının ne kadar yıpratıcı olduğunu söylemeye gerek yok. Baş suçlu “mükemmel bir düğünüm olmalı” klişesi. Kafanızdan bu düşünceyi atın, çünkü artık düğünlerin bir numaralı kuralı şu: Kendin ol ve trendlere takılma. Oturduğunuz yere yakın ya da uzak bir parkta, evinizin arka bahçesinde, gereksiz harcamalara girmeden düğününüzü planlayabilirsiniz. Bunun için biraz daha alçak topuklu ayakkabılara ve yağmur riskine karşı geniş bir tenteye ihtiyacınız olacak. Hatta bu gibi organizasyonlarda çevre düzenlemesini istediğiniz gibi yapabilir, düğün mekânında koltuk, kanape ve sandalyelerle küçük bir oturma odası yaratabilir, çocuklar için ayrı bir bölüm düzenleyebilirsiniz.
İkinci trend yeşil düğünler. Davetiyeler çok önemli biliyoruz, fakat çevreye ufak da olsa bir katkıda bulunmak için davetiyenizi geri dönüşümlü kâğıttan seçebilirsiniz. Davetiye sayısınızı kısıtlı tutmak da bir başka öneri. İnternet ve facebook ne güne duruyor? Nikâh şekeri yerine vereceğiniz fidanlar da düğününüzün çevre dostu olmasını sağlar, fakat burada en önemli kural dağıttığınız fidanların ziyan olmaması. O da konuklarınızın duyarlılığına kalmış…
Düğününüzün önemli ayrıntılarından müzik de klişelerden uzaklaşıyor. DJ olarak görevlendireceğiniz bir arkadaşınız mutlaka vardır! Konuklarınızın yaşına ve zevkine uyan bir liste hazırlamak da artık size kalıyor. Ortaya karışık bir çalma listesi hazırlayıp başına bir arkadaşını oturttunuz mu iş tamamdır… 2010 yılının popüler dans müzikleri arasında Historia D’un Amour, Can’t Take My Eyes Off Of You, Dance me To the End Of Love ve Pervane var, listenize ekleyebilirsiniz.
2010 yılının düğün trendleri arasında samimi düğün yemekleri başı çekiyor. Kimsenin birbiriyle konuşamadığı, hatta birbirini göremediği gürültülü düğünler gelinin ve damadın baş ağrısıyla sonuçlanır. Bunun yerine yakın arkadaş ve akrabalardan oluşan büyük bir yemek masasına ne dersiniz? Organizasyonda şarap, buzlu çay, hatta limonataya kadar uzanabilirsiniz. Yeme içmeden söz etmişken, düğünün olmazsa olmazları arasında tabii ki düğün pastası var. Her şeyin basitleştiğini söylemiştik. Düğün pastasında da eskiye dönüş var. Bu yıl düğünlerde klasik üç katlı, beyaz kremalı pastalar görmeye hazırlanın.
Gelelim gelinliklere… Kabarık, süslü püslü gelinliklerden hoşlanıyor olabilirsiniz. Zaten model konusunda binlerce seçeneğiniz olacak. Siz yine bu yılın trendlerine bir göz atın tabii ama vintage gelinlikler 2010′da hiç olmadığı kadar moda. Hatta nikâh sonrası rahat etmek için etek kısmının çıkarılmasıyla kısa elbiselere dönüşebilen gelinliklere bir göz atın deriz…
Makyaj ve saçta da doğallık hâkim. Zaten makyaj uzmanları insanı doğal halinden uzaklaştıran ağır makyajları önermiyor. Gelin makyajı doğal görünüp yüzün güzelliğini ortaya çıkarmalı, güzelliği vurgulamalı. İyi bir makyaj iyi ışık almalı, yüzü aydınlatmalı ve kalıcı olmalı. Gelinliğinizde dekolte kullanıyorsanız omuzlara ve dekolte bölgenize de makyaj uygulamayı unutmamalısınız. Kızıl saçlılar makyajda gri ve mürdüm tonları, kumrallar kahve ve şeftali tonları, siyah saçlılar pembe ve füme tonlarını kullanabilirler. Klasik bir görünüm yaratan kırmızı ruju kullanacaksanız gelinliğinizin ve saçınızın biraz daha klasik olması gerekiyor. Gelin saçının olmazsa olmazı ise derli toplu bir görünüm. Saçınızı açık kullanacaksanız da yüzünüze çok değmemesine dikkat edin çünkü yüze değen saç çabuk bozuluyor. Size bir tüyo, bu yılın Oscar ödül töreninde ünlü yıldızların uçuş uçuş, spreyle hizaya sokulmamış, oradan buradan küçük küçük asileşmiş saçlarını görmüşsünüzdür. Artık uygulaması size ve kuaförünüze kalmış. Tabii ki provasız gelin saçının olmadığını söylemeye gerek bile yok. Oscar ödül töreni demişken yıldızların kıyafet seçimlerinde kullandıkları pudra tonları gelinlikleriniz için bir alternatif olabilir. Avrupa’da ve Amerika’da kullanılmaya başlanan renkli gelinliklerin Türkiye’de moda olacağını sanmıyoruz ama yine de haberiniz olsun.
Erkeklerin fiziklerine uygun bir damatlık seçmesi yeterli. Yalnız gelinlikle uygun olmasına dikkat edin. En önemli detay omuzların oturması ve kolların çok uzun olmaması. Tabii yaz düğünlerinde daha açık renklere kaçabilirsiniz.
Gelelim düğün fotoğraflarına… Gelin ve damadın yanlarında akrabalar ve arkadaşlarla kazık gibi durduğu fotoğraflardan sıkılmadınız mı? 2010’un ipuçları sizi bundan da kurtarabilir. Düğün mekânınıza özel bir fotoğraf bölümü hazırlayabilirsiniz. Bunun için ahşaptan, duvar kâğıtlarından, renkli balonlardan, komik gözlüklerden, peruklardan -tabii saçını bozmaya gönüllü bulmanız gerek-, bıyıklardan, şapkalardan, hatta perdelerden yararlanabilirsiniz. Tek yapmanız gereken kendinize bir fon oluşturmak ve yaratıcılığınızı kullanmak. Havai fişek patlatamıyorsanız da üzülmeyin, kâğıt uçaklar, konfetiler ve kâğıt şeritlerle işi kotarabilirsiniz. Unutmayın havai fişekler hem gereksiz masrafa hem çevre kirliliğine neden oluyor.
Poz verme konusunda çok yaratıcı değilseniz romantik filmlerin aşk sahnelerini kopyalamak bu yılın başka bir trendi. Alışılmadık bir öneri olarak da bisiklet, şemsiye ve balonu kulağınıza küpe edin.
Cumhuriyet/ Dergi